Yirmi altı yıllık Sabancı Anadolu Lisesinde
öğretmenlik yıllarımdan sonra yeni bir başlangıç mıydı 75 Yıl Mesleki Anadolu
Lisesine gidişim? Hep şiir dinletileri yapmıştım ilk tayin olduğum okuldan bu
yana. Yeni bir sayfada şiirler içindeydi
öğrencilerim.Müdür yardımcım Ömer Faruk Süleymanoğlu’nun “Siz Yaratıcı Yazarlık egzersizi düşünsenize. Malum
yazıyorsunuz öğrencilere de örnek olursunuz.”ısrarını düşündüm taşındım yeni
okul yeni egzersiz olsun diye kabul ettim.İlkin gönlüm hep şiire kaydı .Zamanla
şiir dinletilerim öğrencilerime geçti onlar öğretici olmuşlar,arkadaşlarını
çalıştırıyorlardı. 12 mart,18 Mart sunum ve şiir okuyuşlar onların eseriydi.
Beni şiirden azat ettiler.Ben de gözüm arkada kalmadan yazı çalışmalarına
koyuldum.Şiir,öykü, deneme,anı,günlük çıkında ne varsa yazıyordu gençler.
Yazılarımıza tür bilgisi eklemek çok da kolay
olmuyordu. Ara sette kalan yazılar zamanla türüne kavuşuyordu. Her yazılan
mükemmel olmuyordu elbet.Belirli gün ve haftalarla ilgili öğretici metin
oluşturan çalışmalar bir yanda ,bir yanda öğrencilerin yüreğinden dökülen
bağımsız işlenen temalar…
Konu sınırlaması olmayınca daha mı iyi yazılıyordu ne?
Sınırlı olmak tüketir ya insanı.Özgürlüğün kanatları düşüyordu sayfalara.
Dokuzuncu
sınıfta okuyan Sultan Çakır ile yazı maceramız havadan sudan başlamıştı.Küçük
bir defterle geliyordu hep yanıma. İçine
dökülen dizeleri,cümleleri düzenliyorduk;bazı ifadeleri tartışıyorduk. İlçe
çapında yapılan kompozisyon yarışmalarına katılıyordu Sultan.İlçede derece
aldığı kompozisyonlar ona güç
veriyordu.Genç Kalemler Kulübü içinde yönetim kuruluna da seçilmişti.
Egzersiz
çalışmalarımızı düzenli takip eden ,analizden geçen her yazıyı,şiiri
bilgisayarına yazan öğrencimiz kitap yazma hevesini paylaşıyordu benimle. Acele
etme dergilere gönderelim,yarışmaları takip edelim desem de Sultan kafasına
kitabı baş tacı etmişti.
Dosyasını hazırlayıp bana getirdi ben de
sponsor arayışına çıktım nereye baş vurduysam bir sonuç çıkmadı. Büyük
yayınevlerinin kapısını çalamazdık. Yeni ve halden anlayan yayınevi olarak
üçüncü kitabımın yayıncısı Bay Genç yayın Arslan Bayır ile görüştüm.Uygun bir
fiyat biçti. Ailesinden dayısı Hasan Yıldırımdan destek alan Sultan’ı durdurmak
imkansızdı .
Eğitim
–öğretimin Birinci Dönemi bitmişti.Dosyasını kitap saylarınca düzenlemişti ve
çok heyecanlıydı.Sözleştik tatilde görüşecek, dosyayı yeniden gözden
geçirecektik. Bir hafta sonra Kahve diyarında buluştuk.Sultan annesiyle
karşıladı beni.Kahve mekanında içilen kahvenin cazip kokusuyla Savrulan
Sayfalar dedik adına.
Kitap
basılmış öğrencimiz tarafından paylaşılmıştı. Ben Bursa Kitap Fuarındaydım.
Dönüşte bana imzalı getirmişti,kanatlanıp uçmuştum.Savrulan Sayfalar yaşantı
izlerinin derinliğinde cümleciklerin örüldüğü şiirsel anlatımla bezeli bir
eser.Okuyanda derin izler bırakacağından eminim. Yaşına göre kaç gömlek büyük
bu cümleler diyeceğinizden de…Kişilerin analizlerinde dolaşan bir labirent
içinde ışığa doğru yürüyeceksiniz.Bir kitaba dokunmak bin yüreğe dokunmak gibi…
Bizi sanat
etkinliklerimizde her zaman desteğini esirgemeyen Manşet Gazetesine teşekkür
ederim.
12
Nisan 2016/Marmaris /KHA.
0 Yorumlar