Sidebar Ads

Perihan Demir:Dostluk, Vefa ve Sadakat: Zamanın Eskitemediği Üç Değer

 



İnsan, yalnız yaşayamayan bir varlıktır. Yoldaşsız bir hayat, eksik bir hayattır. İşte bu yüzden “dostluk, vefa ve sadakat” üçlüsü, insanlığın en eski ama en diri değerleri olarak ayakta kalmayı başarıyor.

Dostluk:

Dost, kapınızı sadece baharda değil; kışın en soğuk, fırtınalı gününde de çalan kişidir.
Bunu Mevlânâ şöyle özetler:
“Gerçek dost, dikenli yolda seninle birlikte yürüyen kişidir.”
Bugün sosyal medyada yüzlerce “arkadaş”ımız var, ama gerçekten sırtımızı yaslayabileceğimiz kaç dostumuz var? Dost, hatanda seni yüz üstü bırakmaz; tam tersine elini uzatır.

Vefa:

Vefa, insanın hatıralara ve insanlara karşı sadakatidir. İstanbul’da Vefa semti vardır; ama çoğu zaman insanlar o semti bilir, içindeki duyguyu unutur.
Geçmişte sana bir bardak su vermiş kişiyi yıllar sonra görünce selam vermek, işte vefadır.
Osmanlı padişahlarından II. Mahmud, kendisini küçüklüğünde eğiten hocasına ömrü boyunca saygıda kusur etmemiş, onu sarayda özel misafir gibi ağırlamıştır. Bu, makamın değil vefanın büyüklüğüdür.

Sadakat:

Sadakat, sadece sevgililer arasında değil, her insani ilişkide var olması gereken bir değerdir. Bir dostuna, bir ideale, bir ülkeye sadık olmak; zor günlerde ondan vazgeçmemektir.
Bir köpeğin sahibine duyduğu koşulsuz sadakat, aslında insana ders olmalı. Çünkü insan çoğu zaman menfaatin gölgesinde sadakati unutur.

Sonuç:

Bugün hız çağında yaşıyoruz. İnsanlar hızla tanışıyor, hızla unutuyor. Ama dostluk, vefa ve sadakat; “hızla tüketilemeyen” değerlerdir.
Bir gün herkes gider, bir gün herkes unutur; fakat dost olan kalır, vefalı olan hatırlar, sadık olan yanınızdan ayrılmaz.

O yüzden bu üç değeri hayatımızın merkezine koyduğumuzda, hem insan kalabilmeyi hem de insanca yaşamayı başarırız.

Yorum Gönder

0 Yorumlar