Sidebar Ads

Şebnem BURSALI:Parti iktidarı mı ülke iktidarı mı?


Parti iktidarı mı ülke iktidarı mı?

AK PARTİ'NİN 16 yıldır başarısının ana sebebinin ilki karizmatik lideri Tayyip Erdoğan, diğeri de her seçim sonrası zaferle çıktıkları sandık sonucunu dolu tarafından değil, boş tarafından ele alıp; eksiklerini-hatalarını sorgulamak ve bunların telafisi yoluna gitmek olduğunu yazdık son iki yazımızda. Bununla da ilgili hayli yoğun mesaj aldığımı söylemeliyim. Gelen mesajlar arasında; CHP için ne düşündüğümü soran okurlarım da hayli fazlaydı. Dilimiz döndüğünce anlatıyoruz, bir kez daha anlatmaya çalışalım.
AK Parti, başarılarının kibrine kanmayıp, eksiklerine odaklandıkça; çalıştaylar, eğitimler, profesyoneller ve siyaset bilimciler yoluyla yol haritasını güncelledikçe, değişip dönüştükçe başarılı oldukça; CHP de, her başarısızlığına hayal bir başarı hikayesi uydurup, başka partilerin başarılarını tam tersi başarısızlık hikayeleriyle sunmakta ısrar edince; inandırıcılıklarını da kaybediyor. Daha seçim kampanyası sürecinde başladıkları, seçim sonuçlarının maniple edileceği hikayesini seçim gecesi de her yarım saatte bir Genel Başkan ve Parti Sözcüsü seviyesindeki açıklamalarla tırmandıran, sosyal medya aracılığıyla attıkları mesajlar yoluyla bu hikayeyi daha da yaygınlaştıran CHP yönetimi, daha gece yarısı olmadan bu gerekçeden vazgeçti ama karşılığında neden vazgeçtiğine dair tek bir açıklama yapmadı. Ne 24 Haziran gecesi ne de daha sonra. Bu da yetmedi; bizzat Genel Başkan 2 gün sonra ortaya çıktı ve "nasıl başarılı olduklarını" herkesi hayrete düşürecek boyuttaki ısrarla açıkladı. Milletin aklıyla dalga geçmek bir yana; kurultay olur mu sorusuna verdiği cevap; bardağı taşıran damla oldu aslında. "CHP'de Genel Başkanın değişip değişmeyeceğine delege karar verir" diyen Kılıçdaroğlu, CHP'ye oy veren milyonlarca seçmeni yok sayıp, 1266 delege dışında hiçbir gerçeğe itibar etmeyeceğini ilan etti.
Eğer siz, seçmenin ve sandığın sesine kulak vermeden siyaset üretmeye kalkarsanız, CHP'nin düştüğü duruma düşersiniz.
Seçmenine ve partililerine hesap vermek yerine, kişiler üzerinden parti içi iktidar kavgasına girişirseniz; bir sonraki seçimde cevabı; bir önceki seçimden travmatik derecede eksik oy ile alırsınız. Yani; size göre partiye sahip olmak, ülke iktidarına sahip olmaktan daha önemli olduğu sürece, bırakın iktidar olmayı, ana muhalefet olmayı bile artık rüyanızda bile göremezsiniz...


Muhtar olamazsın diyorlardı Başkan oldu..

İŞTE CHP'NİN KARNESİ
SİYASETTE başarı rasyonel sonuca bakılarak ölçülür. Her seçimde sizin hanenizde yazan skor; sizin başarılı ya da başarısız olduğunuzu gösterir. Bunun 2 göstergesi vardır: Rakibine karşı ne kadar oy fazla ya da eksik aldığın ve bir önceki seçimde aldığın oydan ne kadar eksik ya da fazla aldığına bakarak başarı ya da başarısız olarak değerlendirilirsin. CHP' için bu değerlendirmede ilk kriterde; rakibinden yüzde 20 daha az oy aldığın ve ikinci kritere göre de bir önceki seçimde aldığın oydan yüzde 4 daha az oy aldığın görülüyor. Yani; siyaset bilimine göre de seçmenin verdiği karneye göre de, tüm evrensel değerlendirmelere göre de; CHP 24 Haziran seçimlerinde BAŞARISIZ olmuştur. NOKTA..

AK PARTİ KENDİ ANKET ŞİRKETİNİ KURUYOR
24 HAZİRAN seçimlerinin kaybedenlerinden biri de isabetsiz tahminler yapan kamuoyu anket şirketleri oldu.
ORC firması dışındaki bütün şirketler, yayınladıkları tüm anketlerde MHP'yi baraj altında bıraktılar, hatta yüzde 2 ile 5 arasında gösterdiler. Aynı şekilde İyi Parti için yayınladıkları sonuçlarda neredeyse yüzde 20 bandına kadar çıkardılar ama yüzde 10 barajını bile aşamadı sonuçta bu parti. Sadece partilerle ilgili yorumlarda değil, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik hiçbir tahmin de neredeyse tutmadı. Seçimin kesinlikle 2. Tura kalacağı, Meral Akşener ve Muharrem İnce'nin alacakları oyların da gerçeğinden hayli yukarıda gösterilmesi, bu başarısızlığın en önemli göstergeleri oldu. Aslında bu durum sadece bugünün değil, bundan önceki pek çok seçim için söylenilebilecek bir genelleme. Yani, anket şirketleri ya sahada yoklar ya da yaptıkları anketler çok sağlıklı sonuçlar vermeye yetmiyor. İşte bu durum AK Parti'nin geçen hafta yapılan MYK toplantısında da gündeme getirildi. Bu konuda çok hassas olduğu bilinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, rahatsızlığını çok net dile getirdi.
AK Parti'nin Ar-Ge'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da bir sunum yaptı ve aynı rahatsızlığı iletti. Gelinen noktada son derece önemli ve radikal bir adım için karar alındı. AK Parti, bundan sonra kamuoyu anket şirketleriyle çalışmayacak ve kendi araştırma şirketini kuracak. Bu şirket üzerinden bundan sonra düzenli araştırmalarını yapacak ve sahada yine kendi gençlik kolları ve kadın kollarından oluşacak ekipmanlar üzerinden nabız tutacak. Keza; 24 Haziran seçimleri için aday belirleme sürecinde Amasya, Uşak, Karabük gibi iller için bu yöntem uygulandı ve en isabetli sonuçların alındığı, sandıklardan çıkan sonuçlardan da görüldü.
Bakalım AK Parti'nin aldığı bu radikal karar diğer partilerde de kendi şirketlerini kurmayı zorlar mı? Yoksa, anket şirketleri kendi içlerinde yeni bir sorgulama yapar ve çeki düzen verirler mi?

DERİN SÖZ
RÜZGARIN 
yönünü değiştiremiyorsanız, yelkenlerinizi değiştirin.. MAX DE PREE
.

Yorum Gönder

0 Yorumlar