Sidebar Ads

Hey ABD, başka kapıya....

Hey ABD, başka kapıya...

MÜTTEFİKLİK ilişkisine hiçbir açıdan uymayan bir seyir izliyor ABD'nin Türkiye politikası uzun bir süredir. Ve her seferinde biraz daha saçma bir hal alıyor. NATO'daki en önemli müttefikiniz ve 70 yılı aşkın süren diplomatik ilişkinize yakışmayan sürecin en anlamsız adımı da; Devletin 2 önemli bakanına karşı aldığınız yaptırım kararı oldu. Kimse kusura bakmasın ama ABD resmen saçmalamıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı dolayısıyla aldığı silah ambargosundan sonraki en tuhaf tepki kararı denilebilir buna. Türkiye, egemen bir devlettir beyler. Yok öyle müstemleke muamelesi yapma hevesleri falan sökmez artık.
Mütekabiliyet çerçevesinde en net ve sert karşılık verildi. Kasım'da kongre seçimleri var diye, ABD yönetiminin en üst yönetim kademesi Ajan rahibin bağlı olduğu tarikatın temsilcileri diye, siz iç politikada bir yerlerle selam çakacaksınız diye Türkiye'yi oyuncak edemezsiniz. Bakınız;
Türkiye artık eski Türkiye değil, bunu defalarca söyledik, defalarca yazdık ve defalarca ispatladık ama ABD başta olmak üzere bazı eski düzen alışkanlığını devam ettirmek isteyenler bir türlü anlamak istemiyor. Onları da anlıyoruz tabii; anlamak işlerine gelmiyor da ondan! Yoksa; eski Türkiye olsa ne güzel; istedikleri yere çektikleri, ona çizdikleri rolün dışına çıkmayan, nereye çekerlerse oraya gelen Türkiye'yi tabii ki isterler. Ama; buradan size ekmek çıkmaz artık. Başka kapıya...



CHP'deki kurultay sürecini en esprili anlatan bu kare sosyal medyanın en çok paylaşılan caps oldu.

Bağımsız dış politika rahatsızlığı
Bbölümde sözü, tarih profesörü de olan ve siyasetçi olarak da bu konularda en doğru analizleri yapan isimlerden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'a vermek isterim. İşte size hem tarihi hem de siyasi perspektiften Rahip Brunson olayı ve Türkiye- ABD ilişkilerine dair analiz: "Son yıllarda Türkiye'yi her alanda köşeye sıkıştırmaya yönelik tutum içine giren ABD'nin tutarsız politikalarının arkasında Türkiye hazımsızlığı yatmaktadır.
Mesele; Rahip Brunson'un serbest bırakılması çabasından ibaret değildir. Bu olayın arka planında tarihi, siyasi ve ekonomik faktörler yatmaktadır.
ABD yönetiminin Ankara'dan duyduğu rahatsızlığın başlıca sebepleri; Türkiye'nin bağımsızlık yanlısı politikalar takip etmesi, gerek bölgesinde gerekse dünyada giderek artan itibar ve müessiriyeti ve Washington'ın bölge politikaları önünde etkili engeller oluşturmasıdır.
Dikkat edilirse görülecektir ki; Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada itibarı arttıkça ABD de buna paralel olarak Ankara'ya dönük olumsuz ve kötü niyetli adımlarını arttırmaktadır. ABD, Türkiye'ye dönük hasmane tutumu apaçık "Sen çizgiden çıktın, seni hizaya getirmeliyiz" şeklindeki anlayışın çeşitli yollardan hayata geçirilmesinden ibarettir. Türkiye'nin mevcut dış politikası, bağımsız ve kendi topraklarında egemen bir devlet olarak hayatiyetini sürdürme kararlılığı üzerine bina edilmiştir ki; Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerinin başında da bağımsızlık gelir. ABD'nin Türkiye'yi hedef alan girişimleri, bu ülkede siyonizme ve İsrail'e duyulan alaka ve muhabbetin artışıyla doğrudan alakalıdır. O bakımdan Türk-Amerikan ilişkilerini, Türkiye- İsrail ilişkilerinden bağımsız değerlendirmek, meseleyi eksik analiz etmek olacaktır. ABD'de yaygın olan ırkçılığın teolojik temelleri bugün ABD politikalarına yön veren bir dini akımın temsilcileri olan Evanjelikler tarafından atılmıştır.
Başkan Trump'ın yanına monte edilmiş Mike Pence'in koyu bir Evanjelik olması tesadüfi değildir."

Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. DR. Semih Yalçın'ın değerlendirmelerine devam edelim: "Yahudi-İsrail lobisi ABD'de çok güçlüdür.
Bu lobi hem ekonomik, hem askeri hem de siyasi çevrelerde inanılmaz ölçüde güç ve etki sahibidir. Temsilciler Meclisi ve Senato'dan çıkan kararlara etki edebilen Yahudi-İsrail lobisi yani Siyonist Lobi, Amerikan yönetiminin bütün bölge politikalarının da adeta mimarı durumundadır. Türkiye'yi hizaya getirmeye çalışan ABD7nin yaptırım kararlarının, FETÖ'nün organizatörlüğüne ve hamiliğine soyunmasının sebebi böylelikle daha net anlaşılacaktır. Uluslararası dengeler ve bölgenin dinamikleri artık değişmiş ve artık tek kutuplu dünya gerilerde kalmış, öteki ülkelerin ABD hegemonyasına teslim olduğu günler artık sona ermiştir. Yeni siyasi, askeri ve ekonomik dengeler oluşmakta, Türkiye de bölgesinde ve dünyadaki yeni dengeleri tayin eden egemen güçler arasına katılmıştır. Türkiye'nin yeni ve etkin konumunu dikkate almadan ABD'nin aldığı kararlar ve uyguladığı politikalar, kendi zararına sonuç verecektir. ABD'nin İçişleri ve Adalet Bakanlarına yönelik yaptırım kararı komedidir.
Türkiye, uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet esası gereğince ABD'ye aynı şekilde yaptırım kararı almalıdır. Bölgesinde ve dünyada Türkiye'nin kaybedilmesinin ABD için ne anlama geleceği her vesileyle hatırlatılmalıdır. ABD eşkıya devlettir, eşkıya dünyaya hükümdar olamaz.."

DERİN SÖZ
Türk milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmanın yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır.
Bu millet, hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
.


Yorum Gönder

0 Yorumlar