CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla aradım. “CHP’nin aklında somutlaşmış Cumhurbaşkanı aday adayı ismi ya da isimleri var mı” diye sordum. “İsimlerin sayısı 3’ü 5’i geçmez. En kısa zamanda Parti Meclisi’nde adayımızı netleştireceğiz” dedi. Biraz iddialı olacak ama görüşmemizin Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili akışından yola çıkarak “Kılıçdaroğlu aday olmayacak” diyebilirim.
SEÇİME 65 gün kaldı. AK Parti ve MHP’nin ittifak süreci tamamlandı ve ittifakın Cumhurbaşkanı adayı da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olarak belirlendi. Bu nedenle AK Parti-MHP ittifakı için propaganda süreci başladı. Bu süreçte uyum paketi gibi mevzuata ilişkin detaylar bir “ayrıntı”dan ibaret.
Ancak muhalefet cephesinde durum hayli farklı. O cephede dün itibariyle somut ve resmi bir ittifak olmadığı gibi, Meral Akşener dışında bir Cumhurbaşkanı adayı da yoktu. Öyle anlaşılıyor ki AK Parti ve MHP’nin sahada geçireceği, halka gideceği ilk haftalarda muhalefet partileri “ortak strateji” belirleyip izleyebilmek için genel merkezler arasında “mekik diplomasisi” yapacak.
Muhalefet cephesinde ana muhalefet partisi CHP’nin tavrı elbette ki belirleyici olacak. O tavrın ne olacağını öğrenmek için dün CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla aradım. Gazeteciliğin rutin adımıyla başlayıp “Erken seçim kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” diye sordum. Şu yanıtı verdi: “Bana göre asıl olan ittifakın ülkeyi yönetemediğini ve yönetemeyeceğini dünyaya duyurmuş olmasıdır. Parlamentoda çoğunluğu var, desteği var, istediği yasayı çıkarabiliyor. OHAL var, KHK’larla istediği düzenlemeyi yapabiliyor ama bütün bunlara rağmen yönetemiyor. Bu açıklama bunun itirafıdır. ‘Biz yönetemiyoruz, bizi yakanızdan düşürün’ demektir.”
ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR
Bütün muhalefette olduğu gibi CHP’de de bir “erken seçim” beklentisi vardı. Ancak gün olarak 24 Haziran’ın belirlenmesi seçimin biraz “acil” yapıldığını gösteriyordu. Kılıçdaroğlu, bu durumu da şu sözlerle değerlendirdi: “Acele ediyorlar, yangından mal kaçırır gibi yapıyorlar çünkü paniğe ve telaşa kapılmışlar, korkuyorlar. Demokrasi bileşenleri konuşmaya, ittifak yapmaya fırsat bulamasın istiyorlar. Ama istedikleri olmayacak. Bizim açımızdan paniğe ve telaşa gerek yok, günün 24 saati yeterlidir. İttifaka hatırlatmak isterim. Anadolu’da halkın sağduyusundan süzülüp gelen bir söz vardır: Acele işe şeytan karışır.”
CHP Lideri’nin seçim kararıyla ilgili analizlerini dinledikten sonra kendisine herkesin aklındaki soruları yönelttim. “Siz aday olacak mısınız” diye başladım. Bu soruya yanıt vermedi.
Bizde cevabı almak için sorulacak soru bitmez. Peşi sıra “Peki CHP’nin aklında somutlaşmış Cumhurbaşkanı aday adayı ismi ya da isimleri var mı” sorusuyla devam ettim. “Evet aklımızda isimler var. Toplumun her kesimini kucaklayacak, başarı hikâyeleri olan isimler. Ancak yanlış anlaşılmasın, yeni başlıyor değiliz. İsimlerin sayısı 3’ü 5’i geçmez. En kısa zamanda Parti Meclisi’nde adayımızı netleştireceğiz” karşılığını verdi.
Peki bu isimler arasında Abdullah Gül var mıydı? Kılıçdaroğlu “Şimdilik yok” dedi.
Biraz iddialı olacak ama görüşmemizin Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili akışından yola çıkarak “Kılıçdaroğlu aday olmayacak” diyebilirim.
İTTİFAK OLACAK MI?
Muhalefet açısından bir başka hayati soru “İttifak olacak mı” sorusuydu. Kılıçdaroğlu, 22 Nisan Pazartesi günü Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu ile görüşeceğini söyledi. Karamollaoğlu’nun Gül’ü ikna etmek için bir süredir çaba gösterdiğini hatırlatmakta yarar var.
Kılıçdaroğlu, sözlerini “Baskın seçim beklediğimizden bizim ekipler ilkeler bildirgesini büyük ölçüde tamamlamıştı. Arka kapı diplomasisi zaten sürüyordu. Sayın Akşener’le de görüşebiliriz, sonuçta Saadet Partisi de, İYİ Parti de, biz de ‘ilkeler ışığında bir ittifak’ı savunuyoruz. Ortak milletvekili listesi hazırlamaya karşıyız. Zaten ittifak da herkesin kendi listesi ile ittifak çatısı altında seçime girmesini mümkün kılıyor. Tek adam rejimine karşı, demokrasiden, Cumhuriyet’ten yana ülkenin ve Cumhuriyet’in geleceği için ittifak mümkün” diye sürdürdü.
Kılıçdaroğlu, parlamento ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde herkesin kendi adayı ile seçimlere gireceğini söyledi. Ancak, genel seçimler için oluşturulacak bir ittifakın Cumhurbaşkanlığı için de geçerli olma ihtimalini sorduğumda kapıyı kapatmamayı tercih etti.
Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki 10 gün en çok muhalefeti konuşacağız. Bu sürede o cepheden bir ittifak ve güç odağı çıkar mı?
Bekleyip görmek lazım...
Ancak muhalefet cephesinde durum hayli farklı. O cephede dün itibariyle somut ve resmi bir ittifak olmadığı gibi, Meral Akşener dışında bir Cumhurbaşkanı adayı da yoktu. Öyle anlaşılıyor ki AK Parti ve MHP’nin sahada geçireceği, halka gideceği ilk haftalarda muhalefet partileri “ortak strateji” belirleyip izleyebilmek için genel merkezler arasında “mekik diplomasisi” yapacak.
Muhalefet cephesinde ana muhalefet partisi CHP’nin tavrı elbette ki belirleyici olacak. O tavrın ne olacağını öğrenmek için dün CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla aradım. Gazeteciliğin rutin adımıyla başlayıp “Erken seçim kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” diye sordum. Şu yanıtı verdi: “Bana göre asıl olan ittifakın ülkeyi yönetemediğini ve yönetemeyeceğini dünyaya duyurmuş olmasıdır. Parlamentoda çoğunluğu var, desteği var, istediği yasayı çıkarabiliyor. OHAL var, KHK’larla istediği düzenlemeyi yapabiliyor ama bütün bunlara rağmen yönetemiyor. Bu açıklama bunun itirafıdır. ‘Biz yönetemiyoruz, bizi yakanızdan düşürün’ demektir.”
ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR
Bütün muhalefette olduğu gibi CHP’de de bir “erken seçim” beklentisi vardı. Ancak gün olarak 24 Haziran’ın belirlenmesi seçimin biraz “acil” yapıldığını gösteriyordu. Kılıçdaroğlu, bu durumu da şu sözlerle değerlendirdi: “Acele ediyorlar, yangından mal kaçırır gibi yapıyorlar çünkü paniğe ve telaşa kapılmışlar, korkuyorlar. Demokrasi bileşenleri konuşmaya, ittifak yapmaya fırsat bulamasın istiyorlar. Ama istedikleri olmayacak. Bizim açımızdan paniğe ve telaşa gerek yok, günün 24 saati yeterlidir. İttifaka hatırlatmak isterim. Anadolu’da halkın sağduyusundan süzülüp gelen bir söz vardır: Acele işe şeytan karışır.”
CHP Lideri’nin seçim kararıyla ilgili analizlerini dinledikten sonra kendisine herkesin aklındaki soruları yönelttim. “Siz aday olacak mısınız” diye başladım. Bu soruya yanıt vermedi.
Bizde cevabı almak için sorulacak soru bitmez. Peşi sıra “Peki CHP’nin aklında somutlaşmış Cumhurbaşkanı aday adayı ismi ya da isimleri var mı” sorusuyla devam ettim. “Evet aklımızda isimler var. Toplumun her kesimini kucaklayacak, başarı hikâyeleri olan isimler. Ancak yanlış anlaşılmasın, yeni başlıyor değiliz. İsimlerin sayısı 3’ü 5’i geçmez. En kısa zamanda Parti Meclisi’nde adayımızı netleştireceğiz” karşılığını verdi.
Peki bu isimler arasında Abdullah Gül var mıydı? Kılıçdaroğlu “Şimdilik yok” dedi.
Biraz iddialı olacak ama görüşmemizin Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili akışından yola çıkarak “Kılıçdaroğlu aday olmayacak” diyebilirim.
İTTİFAK OLACAK MI?
Muhalefet açısından bir başka hayati soru “İttifak olacak mı” sorusuydu. Kılıçdaroğlu, 22 Nisan Pazartesi günü Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu ile görüşeceğini söyledi. Karamollaoğlu’nun Gül’ü ikna etmek için bir süredir çaba gösterdiğini hatırlatmakta yarar var.
Kılıçdaroğlu, sözlerini “Baskın seçim beklediğimizden bizim ekipler ilkeler bildirgesini büyük ölçüde tamamlamıştı. Arka kapı diplomasisi zaten sürüyordu. Sayın Akşener’le de görüşebiliriz, sonuçta Saadet Partisi de, İYİ Parti de, biz de ‘ilkeler ışığında bir ittifak’ı savunuyoruz. Ortak milletvekili listesi hazırlamaya karşıyız. Zaten ittifak da herkesin kendi listesi ile ittifak çatısı altında seçime girmesini mümkün kılıyor. Tek adam rejimine karşı, demokrasiden, Cumhuriyet’ten yana ülkenin ve Cumhuriyet’in geleceği için ittifak mümkün” diye sürdürdü.
Kılıçdaroğlu, parlamento ve Cumhurbaşkanı seçimlerinde herkesin kendi adayı ile seçimlere gireceğini söyledi. Ancak, genel seçimler için oluşturulacak bir ittifakın Cumhurbaşkanlığı için de geçerli olma ihtimalini sorduğumda kapıyı kapatmamayı tercih etti.
Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki 10 gün en çok muhalefeti konuşacağız. Bu sürede o cepheden bir ittifak ve güç odağı çıkar mı?
Bekleyip görmek lazım...
0 Yorumlar