Sidebar Ads

HIZ SÖNMEZSE OCAKLAR SÖNER


     

         30 Ağustos Zafer Bayramı sabahı motorsikletle ölümle kucaklaşan gencecik bir beden bizi göz yaşına boğdu.           Liseyi  yeni bitirmiş ,filizlenen hayallerinin içinde gönenmek isteyen ,heyecanlı bir  genç ki benim de az çok üzerinde emeğim olan biri.Yüreğim ezildi ,içim yandı. Sözün bittiği yer bir motorsiklet kazası. Motorsikletten ocağına ateş düşmemiş aile sayısı sayılı kaldı ülkemizde. Kaza sonrası ya ölüm ya da ömür boyu engelli yaşamak ödülündür.
    Motorsiklet benzinlisi, elektriklisi ,teknolojik gelişmenin son diliminde güneş enerjilisi vs vs çeşit çeşit modeller…Ben hiç birine ısınmış değilim. İki tekerlekli bu makineye inancım son derece sıfır. Bazen bir aile hiçbir korunma olmadan çoluk çocuk pastırma gibi dizili motorsikletin daracık oturmalığında.Allaha emanet yolculuk…
    Kızım,motorsiklet  alalım diye tutturunca ailecek “hayırrr…” dedik.Beethoven’in 9.senfonisindeki tiz  ses olunca sesimiz kızım gözlerini iri iri açtı,korktu sesimizden “Tamam ya!..” dedi ve sustu.
“Alacaksan araba ehliyeti al “  “Araba sür “ dayatmamızla mı yoksa, ehliyetsiz olmaz mantığını idrak ettiğinden mi bilmiyorum  sürücü kursuna yazılıp ehliyet aldı.Araba deneyimi sıkıntılı olunca ,korktu.Ehliyeti olsa da sürücü deneyimi pekişmeyince, sürücülükten soğudu.
    Halk arasında cava dedikleri bu hız meraklılarının birincil düşkünü bir araç can alıcı mübarek…Sen iki tekerleğin üstünde tüm kurallara uyarsın da karşındaki tır,kamyon uymaz da sen heba olursun arada.
     Trafikte karşı tarafın hep hata yapacağı düşünülerek ona göre hamle yapılması gerekir.Trafik işaretlerinin ve trafik kurallarının önemini işleyen skeçlerde,pankartlarda görev alan, halkı bilinçlendirme çabalarıyla,halka afişleri güler yüzlü sunumuyla aktaran ,yaşama sevinciyle dolu genç,gencecik hayatını söndürdü elim bir kaza sonucu. Karşıdan, yandan hangi araç  geliyordu ne hızla geliyordu hiç önemi yoktu hata kimdeydi  hiç önemi yoktu.Bilinse ne olur ne değişir`;ölenler geri gelmez ki…Gencecik bir filizi toprağa vermek ne kadar acıtır yürekleri.Başta ailesine,sevenlerine düşen kor için için yanar yine de susmaz bu canavar ,trafik canavarı can almayı karalılıkla sürdürür.
      Milenyumun azraili  motorsiklet  cenapları mı acaba diye düşünmeden geçemiyorum.İki tekerleğin türlü türlü ölüm reçetelerini onaylamıyorum.
      Trafik kuralları yalnızca kuru bir levha değil bilelim.İçimizdeki hız  tutkusunu söndürelim. Hızlı gitmek yerine  yavaş gidelim sağlığımızdan olmayalım.Ülkemizin dört bir tarafından, köyden,kentten bir yığın ocaklar trafiğe kurban ediliyor. Kurban bayramı yaklaşırken kendimizi hız canavarına kurban etmeyelim.
                                                                                                                         Hatice ALTUNAY

Yorum Gönder

0 Yorumlar